Ankaralı'ların deyimiyle: Simiiidi yieee!!
Teaser'ı verdiğimden beri çok geçti biliyorum ama simitler üstünde oynama yapıyordum. Sonra karar verdim ki ilk yaptığım en iyisiydi (murphy kanunu), o yüzden back to the origins.
Simit meğerse hiç de gözümüzde büyüttüğümüz gibi zor değilmiş. Ekşi maya ekmek yapmaktan kat kat kolay çünkü tarifte hiç katlama yok. Sadece planlı yapmak gerekiyor o kadar.
İhtiyacınız olan şeyler:
Hamuru için;
500 gr un
200 gr su
75 gr aktif ekşi maya (aktifleştirmenin nasıl yapıldığını öğrenmek isteyenler Tembeller İçin Ekşi Maya Ekmek tarifine bakabilirler)
1,5 yemek kaşığı pekmez
1 yemek kaşığı zeytinyağı
3 çay kaşığı deniz tuzu
Banyosu için;
1/2 çay bardağı pekmez
1/4 çay bardağı su
Bandıra bandıra yemek için;
Bir sürü kavrulmuş susam (Ben 100 - 125 gr kadar kullanıyorum, simitçi olsaydım şimdiye batmıştım. Bu arada kavrulmuş susam bulamazsanız normal susamları teflon tavada -yağ koymadan- düşük ateşte kavurabilirsiniz.)
Yapılışı:
Suyun içinde ekşi mayayı eritip unu ekleyin ve 5 dk kadar yoğurun.
30 dk dinlendirin.
Hamurun kalan malzemelerini ekleyip 10 dk kadar yoğurun. Karışım başta yapış yapış gibi oluyor ama daha sonra yoğurdukça toparlanıp homojen bir yapıya kavuşuyor.
Zeytinyağı ile kaplanmış bir kapta 4-5 saat dinlendirin.
Hamuru 8 eşit parçaya bölün. (Her biri 100 gr kadar oluyor)
Her bir hamur parçasını rulo yapın ve uçlarını birleştirerek halka haline getirin. Uçlarını iyice mühürlemeye özen gösterin çünkü diğer türlü pekmezli suyun içine girince kendini bırakıveriyor meret. (Hamuru rulo yaparken içinde hissedeceğiniz hava kabarcıklarını sevin, okşayın ama patlatmayın.)
En az 2 saat daha üstüne örtü örterek dinlendirin.
Önceden fırını bir kase su ile birlikte 250°C'de ısıtın. (Turboyu çalıştırmadan.)
Her bir halkayı oda sıcaklığındaki pekmezli suyun içine batırın. Arkası ve önü 30'ar saniyeden güzel bir banyo yaptırın.
Ardından halkaları kavrulmuş susama bandırın ve simitleri pişireceğiniz tepsiye alın.
Simitleri fırında 10 dk üstü kızarıncaya kadar pişirin.
Bu tariften 8 adet simit çıkıyor sevgili oburlarım. Sabah kahvaltıdan önce yukarıda anlattığım tüm bu prosedürleri gerçekleştirecek kadar vakit olmadığından ben simitlerimi bir gün önceden hazırlıyorum ve sabah sadece pekemezli su ve susama bandırıp fırına atmak kalıyor geriye. Yani son 2 saatlik dinlenme süreci bende tüm gece sürmüş oluyor (dolapta değil, dışarıda).
Gurbet ellerde değil de simit saraylarının ortasında yaşadığımdan, "Neden simit?" diye soranlar oldu doğal olarak. Köşedeki fırından 1 liraya almak varken akıl kârı değil elbette. Sanırım cevabı beyin yıkama: Son bir senedir eşim beynimin etini yedi simit yap diye diye. Geceleri uyurken de kulağıma falan mı fısıldadı nedir, bir sabah simit yapma şevkiyle uyandım ve o günden beri kendimi bir türlü durduramıyorum. O yüzden bu laneti sizin üzerinize de salmaya karar verdim. "Simit, simit, simit, simit, simit, simit ...."