top of page

how I ate the world

Son Yayınlar / Recent Posts
Arşiv / Archive

Michelin yıldızsız dumpling yemem ;))) Din Tai Fung


Şu ana kadarki tüm dumpling tecrübelerini unutturmaya geldim sevgili okuyucu, seninle bugün yepyeni bir sayfa açacağız.

Taipei'de bu Michelin yıldızlı restoran zinciriyle tanışana kadar dumpling benim için "bol hamur, masada yoksa sipariş etmem" tarzı bir uzakdoğu yemeğiydi. Ama artık beni kolumdan tutup buraya sürükleyen zat-ı muhtereme her lokmada şükran duyuyorum. "Taiwan'a hayatta yolum düşmez, nereden bulacağım ben bu lezzeti" dersen, senin için çalıştım da geldim herhalde, bu saadet zinciri, Hong Kong, Thailand, USA, Japonya, Çin, Güney Kore, Endonezya, Malezya, Singapur veeeee Avustralya'da bile var. yani kaçış yok, elin mahkum, o kadar övüyoruz şurada, bir gidip tadına bakıver.

Marka 1958'de kurulmuş ama dumpling ve noodle işine 1972 yılında girişmiş. E, pek de iyi yapmışlar, ben takdir ettim.

Noodle konusunda da oldukça başarılılar ama resmini burada bulamazsın, boşuna arama (çok açtık, fotoğraf çekmek tabağı yalarken aklıma geldi).

"Dumpling ne ola ki" dersen; kısaca buharda pişmiş mantı, katlayış türlerine göre vs bazen farklı isimleri olabiliyor ama özü aynı.

Size çok önemli bir ipucu vericem sevgili okuyucu, yaklaş biraz. Kapıda en az 20 dakika sıra olacağı için kendini hazırla, eline bir sipariş kağıdı verecekler ki masan hazır olur olmaz kağıdı alıp yemeğin hazırlanabilsin (internet sayfalarından menülerine bakabilirsin, bu sayede daha güzel sipariş verebilirsin), bir de sağdaki kartı gördün mü? Hah, işte o kart senin bir dumplinge nasıl davranman gerektiğini anlatıyor. Dumpling nedir, dumpling emektir olayı var burada, seni tecrübesiz görürlerse garsonlardan biri gelip hemen anlatmaya başlıyor; şundan bi çimdik, buna daldır çıkar falan filan. Yok, ben öyle müdahale edilmesinden hoşlanmam dersen aman haaaa, kuralına göre yemeyenleri mutfakta çalıştırıyorlar (tabi ki dalga geçiyorum, dur, kızma hemen. Ama şurada 15-20 yazılık bir geçmişimiz var, azıcık şakalaşacak samimiyetimiz olmuştur herhalde).

Şanslıysan trüf mevsimine rast gelirsin ve harika bebeği bir lokmada ağzına atarsın. (trüflü dumpling sipariş ettiğinde hiç kurtuluşun yok, işte o zaman kesin biri gelip nasıl yemen gerektiği konusunda sana bayağı bir ders veriyor. E boru değil, Michelin yıldızını bu dumpling sayesinde almış adamlar). İçinde gerçek trüf var öyle yağ, esans falan değil, lezzetiyse anlatılmaz, yaşanır...

Ay! hamur hamur, yeter! dediysen, deme, inanılmaz lezzetli sebzeler, çorbalar falan da var. Ama bana sorarsan en az bir çeşit dumpling dene, pişman olmazsın.

Son olarak, konsepti bozmamak adına bu "bun" denilen, pofidik bir hamurun içinde kırmızı fasulye veya çikolatalı tatlılarla kapanış yapabilirsin. Hemen suratını ekşitme sevgili okuyucu, fasulyelisini olmasa da çikolatalısının tadına bir bak, unutma, hayat sürprizlerle doludur. (Ne yani, foodie'ler felsefe yapamaz mı sandın?)

Etiketlerle Ara / Search by Tags
Henüz etiket yok.
© 2016 by TWO FOODIES.
  • Facebook - Black Circle
  • Instagram - Black Circle
bottom of page