Baldır baldan tatlıdır; Baldır Sirkeci
Sevgili okuyucu, bir anda "Bu neeeee???" dedin değil mi? Yukarıda görmüş olduğun resimde sanatçı, bizlere post-modern bir şekilde, ete karşı olan sevgisini yansıtmak istiyor, o kadar. "Merhaba, ben Sinem. Ben bir etseverim!"... Bir çoğunuzun anlayışlı gözlerle bana bakıp kafa salladığınızı görür gibiyim. Vejeteryan ve veganlara her ne kadar saygı duysam, hatta gıpta etsem de, genlerim de öyle bir eğilim yok. Hani ailede 1-2 kişi olsa belki ama bütün aile konu et olunca tazmanya canavarına dönüyoruz. Aile derken 3-4 kişilik çekirdek aileden bahsetmiyorum, burada bildiğin bir klan var.
Neyse, konuyu çok dağıtmayayım, uzun yazınca sıkılıp siteden çıkarsın, reytinglerim falan düşer Allah korusun.
Şimdi, kendine en kısa sürede Sirkeci'ye yolunu düşürecek bir bahane buluyorsun ve bir önceki öğününü hafif geçiriyorsun. Sirkeci'deki büyük postanenin arka caddesine geçiyorsun (Hamal heykeliyle bir selfie çektirmeyi unutma), Hobyar Caminin tam karşısında Baldır Sirkeci seni bekliyor. Yüksek tavanlı, pek güzel bu mekanda çalışanlar seni güleryüzle karşılıyor. Masana hooop beyaz kağıtlar seriliyor ve menü geliyor. Menü çok kalabalık olmadığı halde "ay, hangisini yesem ki acaba?" stresi son derece normal, panikleme. Derin bir nefes al, gözlerini kapa, nefesini verirken gözlerini aç ve menüyü bir daha incele. Bizim gibi sürü halinde gittiysen şanslısın, "little little into the middle" yapar, herşeyi tadabilirsin. Ama, tek başına ya da 2 kişi gittiysen yapacak bir şey yok, tekrar gelip aklında kalanları o zaman deneyeceksin.
Yemekleri beklerken, o gergin dakikalarda etrafı incelerken gözüne bu eski tuğlalar takılacak. Üzerinde mühürleriyle çerçeveye alınmış ve mekana çok yakışmış.
Ayranları çok lezzetli ama içinde azıcık sarımsak var, çıkışta bir işin yoksa denemelisin. Baldır çorbası, bu kış günlerinde süper iyi geliyor. Esas oğlan Baldır, yukarıda da resmini gördüğün, yıkılıyor... Mantar sevmiyorsan söyle, seninkini öyle hazırlarlar. Baldırami, füme et severlerin favorisi. Aman Diyim, herşeye peynir koyarımcılara gelsin. Bir de Daldır var ki, kocaman bir sosis... Bütün bunların yanına köz biber, soğan istemeyi unutma. Pek bir iyi gidiyor. Bir de hamburgeri varmış, gözümüzden kaçmış, yersen haber ver. Üstüne çay ve sufleyle cila çekmeyi unutma. 2 çeşit sufleleri var, çikolatalı sufleleri çok güzel ama bir tahinli sufle yapıyorlar kiiiii, ef-sa-neeeeeee.....
Yedin yedin şiştin, biliyorum. E, şöyle bir Kapalı Çarşı veya Mısır Çarşısı turu yap ki, yediklerin hazmolsun. Hem azıcık alış veriş de yaparsın. Evde kesin, kakule, muskat, bir şey bitmiştir.
Hadi, afiyet olsun!!!
