top of page

how I ate the world

Son Yayınlar / Recent Posts
Arşiv / Archive

Kilimanjaro


İstanbul'da Bomontiada'da bulunan bu restoran tam anlamıyla fantastik! Hem ambiansı (özellikle barın tasarımı ortama çok güzel bir hava katıyor), hem de servisin kalitesi ve yemeklerinin güzelliğiyle İstanbul'da favori restoranlarınızın arasında yer almaya aday olabilir. Doğumgünü, yıldönümü gibi özel günlerde rahatlıkla tercih edebileceğiniz bir restoran.


İstanbul'da her yerde olduğu gibi şiddetle önceden rezervasyon yapmanız önerilir. Bir keresinde şansımıza rezervasyonsuz yer bulma imkânına sahip olmuştuk ama diğer seferlerde kaderimizi zorlamadık tabii.


Menülerini arada sırada yeniliyorlarmış, o nedenle daha önce yediğim harika şeylerin bir kısmını yiyemedim ama kış menüleri de enfesti doğrusu. Hemmen başlıyorum anlatmaya:



Biz ortaya "ufaklık" olarak turp, aioli ve kıtır ekmekle servis edilen isli palamut, ezine peyniri kreması ve çam fıstıklı fırın pancar (yazının başındaki fotoğraf) ile ev yapımı cips ve kuzu kulağı ile sunulan dana tartar ısmarladık. İnanılmaz ama gerçek: dana tartara cips çok yakışıyormuş, ağırlaştıracağına daha da hafifletiyor yemeği. Fırın pancarın sosu da çok güzeldi, peynir ile birlikte hepsini birarada yiyince etobur olmayan insanların ağzına layık oluyor. İsli ne olsa severim zaten, palamutu da yalamadan yuttuk.


Bu arada yemeğin yanına şarap olarak Chateau Kalpak BBK 2012 söyledik. Chateau Kalpak ile ilgili duygu ve düşüncelerimi daha önce Trakya Bağ Rotası yazımda da paylaşmıştım, kendileriyle aram çok iyi.


Ana yemek olarak ise bademli firik pilavlı çıtır kuzu tandır söyledik. Geçen sefer yine tandır söyleyip parmaklarımızı yalamıştık, bu sefer de kuzu tandır bizi hayal kırıklığına uğratmadı. Üstü çıtır çıtır, içi yumuşacık, gerçekten harikaydı. Menüde her ne kadar 3-4 kişilik dese de, ortaya diğer yemekleri de söylediğimiz için biz 4 kişi bitiremedik, haberiniz olsun. Altta temsili fotoğrafını paylaşıyorum:




Tatlı olarak ise menüye dahi bakmadan doğrudan dondurmalı lor tatlısı söyledik. Geçen defa tadı damağımızda kalmıştı. Tam anlamıyla şükela!



Bu arada bu restoranda kesinlikle aperatif olarak bir kokteyl içmenizi öneririm. Bazı yerlerde olduğu gibi adı var tadı yok değil, çok yaratıcı ve lezzetli kokteyller yapıyorlar: taze rezene ve dağ kekikli cin, ev yapımı mürdüm eriği ya da demirhindi likörlü viski ya da konyak gibi çeşitli kokteyller sizi bekliyor. İçki bittikten sonra rezeneleri de yemiş gibi kıtır kıtır götürebiliyorsunuz =)


GinRezene ve Plumbourbon


İçkiler dahil 4 kişi toplam 500.-TL gibi bir hesap ödedik, muhtemelen içki hariç olsaydı bunun yarısı tutardı. Ama iflâh olmuyoruz işte, napalım...





Etiketlerle Ara / Search by Tags
Henüz etiket yok.
© 2016 by TWO FOODIES.
  • Facebook - Black Circle
  • Instagram - Black Circle
bottom of page