top of page

how I ate the world

Son Yayınlar / Recent Posts
Arşiv / Archive

Trakya Bağ Rotası


Chateau Kalpak

Trakya insanı bir farklı. Samimi, açık görüşlü, neşeli, içtikçe de neşesi artan insanlar. Biz haftasonu kaçamağı olarak bir grup kız arabaya atlayıp Trakya Bağ Rotası'nı izledik ve inanılmaz keyif aldık. Kaldığımız yer, geçtiğimiz yollar, içtiğimiz şaraplar, yediğimiz yemekler hepsi ayrı bir keyif verdi bize.


Öncelikle kolaylık olması açısından cep telefonunuza Trakya Bağ Rotası uygulamasını indirebilirsiniz. Gideceğiniz yerleri ve rotayı seçerken daha büyük kolaylık sağlıyor. Bizim kafamızda gitmemiz gereken yerler zaten vardı, sadece sırasına bu şekilde karar verdik. Kalabalık bir mevsimde gidiyorsanız, önceden rezervasyon yapmanız daha iyi olacaktır, sonra o kadar yolu geldikten sonra herhangi bir sürprizle karşılaşmazsınız.


Biz turumuza Chateau Nuzun ile başladık. Ben zaten kendilerinin hayranıydım. Şarapları kolay kolay her yerde bulunmuyor, bu nedenle nerede 2008 Şiraz'ını bulsam hemen alırdım. Tabii ben oraya gidince şekerci dükkanına girmiş çocuk gibi oldum ve arabanın bagajını doldurdum. Ancak belirtmeliyim, 2011 Şiraz'ı 2008'i de geçmiş. Gövdeli şarap içmeyi sevenler için söylüyorum, kesinlikle denemenizi tavsiye ederim. Sadece bu şarap bile rotanızı bu adrese çevirmeye yeter.


İkinci durağımız ise Barel Bağ Evi idi. Burası rüya gibi bir yer. Etrafınız çepeçevre bağ ile çevrili, kendinizi gerçek anlamda bir film karesinin içinde gibi hissediyorsunuz.


Barel'in sahipleri Baran ve Elif isimli genç yaşta iki kardeş. Kendileri de güleryüzleriyle işin başında. İçeride de şömine keyfi yapma imkânınız var ama benim tavsiyem havalar çok kötü değilken gidin, dışarısı bir başka... Biz Ekim ayında gittik ve açık havada oturma şansı yakaladık. Herhalde ortamın büyüsü altında, tüm müşterilere tam bir sükunet hakimdi. Sonunda mekânın havası, yediğimiz tapaslar, içtiğimiz şaraplarla birlikte iyice kendimizden geçtik. Hepimiz 32 diş sırıtarak, ellerimizde birer şişe şarabımızla oradan ayrıldık. (Ben Reserve şaraplarını aldım ve çok memnun kaldım.)


Ertesi gün ise Chateau Kalpak'ın yolunu tuttuk. Ben Chateau Kalpak'ı ilk önce İstanbul'da çeşitli restoranlarda içerek tanıdım ve gerçekten çok beğendim. Dağıtım ağları diğer butik şarapçılara göre çok daha iyi gördüğüm kadarıyla. Haklarında da herhangi bir araştırma yapmadan gittim yerlerine. Ancak gider gitmez hayran kaldım.


Bir yamacın tepesinde, önce üzüm bağı, ardından ağaçlar ve sonra deniz... Gözünüzün alabildiğine yeşillik ve mavilik...



Şansımıza bir de hasat zamanına denk gelmişiz. Deniz seviyesinden daha yukarıda olduğu için Chateau Kalpak'ın hasatları hep daha geç olurmuş. Her bağ evi ziyaretinde sözlü olarak anlatılan prosedürü gözlerimizle de görmek gerçekten çok güzel ve öğretici oldu. O kadar huzurlu bir şekilde çalışıyorlardı ki, kolları sıvayıp benim de katılasım geldi.


Bağ evinin içi ise ferah ve zarif döşenmiş, her şey çok ince düşünülmüştü. Şarabımıza eşlik eden peynirlerimiz dahi asma yaprağı içinde yanında minik cabarnet sauvignon üzümlerinden bir salkım ile servis edilmişti. Sade ama bir o kadar çekici. Zaten Chateau Kalpak, üzümleri her yerde kullanmaktan çekinmemiş, peynir tabağında, masanın üzerinde... İnsana gerçekten bağda olduğu hissini yaşatmışlar. BBK 2011 şaraplarımızı da aldıktan sonra tekrar yola koyulduk.


Trakya'nın güzel yanı doğası. Road trip için ideal bir destinasyon. Gidiş yolunda iç taraftan ilerlerseniz uçsuz bucaksız yeşilliğin tadını çıkarabilir, dönerken de sahil yolunu takip edip yamaçlarla denizin buluşmasını gözlemleyebilirsiniz. Sahildeki balıkçıların iskeleleri ise Salvador Dali resimlerinden fırlamış gibi yol boyunca tabloya ayrı bir renk katmıştı.




Geçtiğimiz köylerde adını hiç duymadığımız birçok butik şarapçı ile de karşılaştık. Bizim vaktimiz olmadığı için hiçbirine uğrayamadık ama kim bilir aralarından bazıları belki ileride bizleri şaşırtır. Bu arada küçük bir not: sahil yolu oldukça uzun ve virajlı, zamanınız kısıtlıysa tercih etmeyebilirsiniz ama bana kalırsa inanılmaz keyifli bir yol.


Bu haftasonu kaçamağımızda son durağımız ise Umurbey oldu. Umurbey'in bağlarında şarap satışı olmadığını duyduğumuz için doğrudan Tekirdağ içindeki satış mağazasına uğradık. Tabii bağ evi ile aynı tadı vermiyor maalesef. Ancak Umurbey'in şaraplarının fiyat kalite orantısının oldukça iyi olduğunu söyleyebilirim. Bu yazıyı yazarken ziyaretimden bu yana bir seneyi aşkın zaman geçmiş olduğu için tam olarak hangi şarapları aldım hatırlamıyorum ama zulaya bir koli de oradan eklendi. En son bagajda zırnık koyacak yer kalmadığı için milimetrik hesaplamalar yaparak arabaya sığışabildik.


Trakya gezisi bende çok güzel anılar, kokular, tatlar bıraktı. Yeniden aşık olabilir, hayata yeni bir gözle bakabilirsiniz. Bir daha fırsatını bulsam da gitsem... Gezmediğim daha birçok bağ evi var, Barbare ve Gali gibi. Ancak bu bağ rotaları aceleye gelmez, tadını çıkara çıkara gezmek lâzım. O nedenle bir dahaki sefere diyelim...


Chateau Nuzun

Çeşmeli Köyü, Marmara Ereğlisi, Tekirdağ Tel: +90 530 871 42 50

Barel

Karaevli Köyü, Kızılay Cd., Derince Mevkii 2.km No:2/A Tekirdağ

Tel: +90 543 322 18 04

Chateau Kalpak

Gelibolu Yolu 7.km, Şarköy

Tel: +90 532 277 11 37

Umurbey

Atatürk Bulvarı 32/1, Sahil Yolu, Tekirdağ

Tel: +90 282 260 13 79

Etiketlerle Ara / Search by Tags
Henüz etiket yok.
© 2016 by TWO FOODIES.
  • Facebook - Black Circle
  • Instagram - Black Circle
bottom of page